Biz; Mûsâ`nın , İsa`nın ve bütün peygamberlerin hakikatini onun açık sözlerinden anladık ve kendi kitabımızda okuduğumuz olgun peygamberliğin tabiat ve hareketlerini onda gördük. Siz Müslümanlar, Mevlânâ`yı nasıl devrinin Muhammed`i olarak tanıyorsanız; biz onu, zamanın Mûsâ`sı ve İsâ`sı olarak biliyoruz. Siz nasıl onun muhibbi iseniz, biz de bin şu kadar misli daha çok müridiyiz nitekim kendisi buyurmuştur.
” Yetmiş iki millet sırrını bizden dinler.
Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir neyiz”
Mevlânâ Hazretleri`nin zâtı insanlar üzerinde parlayan ve onlara inayette bulunan hakikat güneşidir. Güneşi, bütün dünya sever. Bütün dünya onun nuruyla aydınlanır” dediler. Bir Rum Keşişi : “Mevlânâ; ekmek gibidir. Hiç kimse ekmeğe ihtiyaç duymamazlık edemez. Hiç ekmekten kaçan bir aç gördünüz mü? “der.
Bu mahşerî kalabalıkta sabahleyin yola çıkan cenaze alayı ancak karanlık bastıktan sonra mezarlığa ulaştı. Mevlânâ`nın vasiyeti üzerine cenaze namazını Sadreddin Konevî öne geçtiği zaman, dayanamayıp bayıldı. Bunun üzerine namazı kadı Sirâceddin imamlık etti.
mevlana yı anlamak için bıraktığı eserleri okumak gerekli olduğuna inanıyorum
süpper bi yazı olmuş
walla bu mevlana ya cok seviyorum kendisini cok begeniyorum