İngiltere Savunma Bakanlığı’nın olası tehditlerden yola çıkarak hazırladığı 90 sayfalık rapor, dünyada 28 yıl sonra yaşanacak gelişmelere ışık tutuyor Beyne enformasyon çipleri nakledilecek, elektromanyetik silahlar geliştirilecek, orta sınıflar Marx’ın proletaryasının yerini alacak, Avrupa’da nüfus ve üretkenlik azalırken Ortadoğu ülkelerinin nüfusu yüzde 132 oranında artacak, çeteler ve terörist organizasyonların yönlendirdiği eylemciler (flashmob) kentleri teröre boğacak…
Bütün bu öngörüler İngiltere Savunma Bakanlığı’nın 28 yıl sonrasının dünyasına ışık tutan raporunda yer alıyor.
Savunma Bakanlığı’nın, İngiltere ordusunun yüzleşmesi muhtemel tehditlerden yola çıkarak hazırladığı rapor, geleceğin stratejik içeriğinin bir tablosunu ortaya koyuyor. Risk ve olası şokların bir analizini yapan 90 sayfalık raporda, Hindistan ve Çin’in büyüyen ekonomik önemi, uzayın silahlandırılması yer alıyor. Raporun dikkat çeken başlıkları şöyle:
İKLİM DEĞİŞİMİ:
Mini buzul çağı
21’inci yüzyıl boyunca iklim ısınması sürecek. Kuzey Kutbu’ndaki buzulların erimesi ve denize taze su karışmasıyla Atlantik Okyanusu’ndaki tuz oranı düşecek. Sıcak su akıntılarının olumsuz etkileneceği bu gelişme de Batı Avrupa’nın ılıman iklimine son verebilir. Hava sıcaklıklarındaki düşüş, Avrupa’nın 17’nci ve 18’inci yüzyıllardaki gibi mini bir buzul çağına girmesine neden olabilir.,
TERÖRİZM:
Küresel kampanya
Terörizmden kaynaklanan ölümler ve tahribat, diğer çatışma ve baskı türleriyle kıyaslandığında düşük kalacak. Ancak İslami devletler tarafından desteklenen aşırı şiddetin etkisi medya sayesinde büyük olacak, ortam bir şiddet sahnesine dönecek. Aşırı milliyetçisinden, dini örgütlere, hatta aşırılık yanlısı çevreci örgütleri de içine alan bir terörist koalisyonu, küresel bir şiddet kampanyası başlatabilir.
YENİ SİLAHLAR:
Etnik temizlik silahı
2035 yılında, hedeflenen bölgede tüm iletişim sistemlerini tahrip eden elektromanyetik silahlar operasyonel hale gelecek. Yaşayan canlıları yok eden ancak binalara zarar vermeyen nötron silahları, nüfusu hızla artan dünyada bir etnik temizlik silahı olarak kullanılabilir. İnsansız silahlar, insan müdahalesi olmadan hedeflere öldürücü darbeler vurulmasını sağlayacak. İnsansız araçlarla kimyasal, biyolojik veya nükleer saldırılar gerçekleştirilebilir.
TEKNOLOJİ:
Beyne çip nakli
2035’te nakledilebilir bilgi çipleri doğrudan beyne bağlanacak. Enformasyon teknolojisindeki gelişmeler, devletlerin, teröristlerin ve suç örgütlerinin, kendilerine bağlı birimleri hedeflere karşı daha hızlı bir şekilde, hatta anında harekete geçirmelerini sağlayacak.
MARKSİZM:
Orta sınıf büyüyor
Orta sınıf, Karl Marx’ın proletaryasının yerini alarak devrimci sınıf haline gelecek. Orta sınıf ile süper zenginler arasındaki uçurum iyice büyüyecek. Dünya’nın orta sınıfları, bilgi ve kaynaklara kolay erişimleri sayesinde birleşecek.
SOSYAL HUZURSUZLUK:
Kentler arası savaş
2010’da dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlası kentlerde yaşıyor olacak. Bu, sosyal yoksunluk ve istikrarsızlığa neden olacak. 2035’te kentlerde yaşayan insanların oranı yüzde 60’a çıkacak. Küreselleşme, uluslararası bütünleşmeye neden olurken, ülkeler arasındaki savaşlar sona erebilir. Ancak bu kez de kentlerdeki komünler, topluluklar arasında ortak çıkarlar yüzünden çatışmalar çıkabilir.
İSLAMİ MİLİTANLIK:
Genç nüfus göçü
Kendilerini temsil etmediklerini düşündükleri rejimlere kızgın olan gençler, çıkışı ümmet kavramında bulacak. Rejimlere tepki, genç nüfusların göç etmesiyle de ifade edilecek. Küresel iletişim, diaspora topluluklarıyla anavatanları arasında daha etkin iletişim sağlayacak. İslam ve Batı arasındaki gerilim sürecek. Ancak bu kez hedeflerden biri de Ortodoks İslam’ın düşmanları arasında yer alan materyalizm ve kurumsallaşmış ateizmi benimseyen Çin olacak.
İRAN
Sağlam stratejik güç
Ekonomik ve demografik büyümesini sürdürecek. Enerji rezervleri ve coğrafi konumu İran’a sağlam bir stratejik güç verecek. Ancak ülkenin yönetim şekli değişmeli. Bu periyodun (2007–2035) ortalarından itibaren özellikle gençler, küreselleşme ve farklılıkların nimetlerinden faydalanmak isteyecek. Bu da İran’ın titrek bir demokrasiye dönüşmesine neden olabilir.