Muhtıra kelimesi Türk siyasi tarihine, 12 Mart 1971’de dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu’nun imzasıyla radyodan okunan bildiriyle girdi. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in muhtıra üzerine aynı gün istifa edişi de siyasi literatürde “Şapkasını alıp gitti” ifadeleriyle anılmıştır.
Türkiye’nin yaşadığı bir başka “muhtıra” vakası da 27 Aralık 1979’da, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve komutanların o zamanki Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e verdikleri uyarı mektubuydu. Uyarıyı, hükümet ve muhalefet dikkate almayınca 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşmiştir.
71 muhtırası:
1- Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüs ve icraatlariyla yurdumuzu anarsi, kardes kavgasi, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmus, Atatürk’ün bize hedef verdigi uygarlik seviyesine ulasmak ümidini kamuoyunda yitirmis ve anayasanin öngördügü reformlari tahakkuk ettirememis olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin gelecegi agir bir tehlike içine düsürülmüstür.
2- Türk milletinin ve sinesinden çikan Silahli Kuvvetleri’nin bu vahim ortam hakkinda duydugu üzüntü ve ümitsizligini giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayisla meclislerimizce degerlendirilerek mevcut anarsik durumu giderecek anayasanin öngördügü reformlari Atatürkçü bir görüsle ele alacak ve inkilap kanunlarini uygulayacak kuvvetli ve inandirici bir hükümetin demokratik kurallar içinde teskili zaruri görülmektedir.
3- Bu husus süratle tahakkuk ettirilemedigi takdirde, Türk Silahli Kuvvetleri kanunlarin kendisine vermis oldugu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi dogrudan dogruya üzerine almaya kararlidir.
Kaynak: Milligorusportal